“Minaanım siz söyleyin ona bu saçla okula gidemeyeceğini lütfen, beni
dinlemiyor, sizi belki dinler!”
“Bence uzun saç çok yakışıyor Keman’a”
“?!?!”
İşin en bayıldığım kısımlarından birisi de kendisini yüzde yüz haklı
bulan, ukala ve her .okun en doğrusunu, iyisini bildiğine dair en ufak kuşkusu
olmayan böyle tipleri .öt etmektir !
Bu sözleri aklı başında bir psikoloğa yakıştıramayanlar için blogdan ufak
ufak uzamaları için son anons! “Blogger’ınız aklını ve başını farklı heybelere
koyarak az önce perondan ayrılmıştır!”
Bana ne okul yönetiminin erkek öğrencilerde uzun saça izin vermemesinden?
Ben bir kere uzun saçı severim, yasakçı okul yönetimlerinden illet olurum ve
uzun veya kısa saçlı, hatta saçsız da, pekala eğitim alınabileceğine inanırım.
Üstelik de hafif dalgalı, kulaklarının arkasından ahenkle dökülen gür
saçları Keman’ahakkaten yakışıyor. Üstelik öyle aklınıza Behzat Ç’deki “Akbaba”
falan gelmesin, daha çok İlhan Mansız modeli diyebiliriz…
Lafa bak, ben diyecekmişim de kesecekmiş saçını!
Demem efendim, neden diyeyim…
Sık gelir başıma; “Minaanım lütfen ona bu yaşta bu kırmızı ojelerin
sürülmeyeceğini söyler misiniz?” “Lütfen ona dövme yaptırmanın ne kadar zararlı
olduğunu anlatır mısınız?” “Minaanım hiç bu siyah, satanist gibi tişörtler
giyilir mi, Allah aşkına siz söyleyin!” “Erkek arkadaş edinmenin de bir yaşı
var, bunu ona anlatır mısınız?”
Ve buna benzer bir sürü doğru kabul edilip, hiç sorgulama zahmetine
girilmeyen kalıp yargılar.
İnsanların kendi ergenlik dönemlerinde her türlü gerizekalı davranışlar
sergileyip de, büyüyüp ebeveyn olduklarında bunları hatırlamaktan utanç
duymaları ve çocuklarını birer “mükemmel” olarak yetiştirebileceklerine
inanmalarını dünya üzerindeki nadir şaşırtıcı hadiselerden bulurum. Hatta bunu
hiç aklım almaz. Ulan senin kazağını kot pantolonuna sokup ayağında yeşil
konverslerle hiç mi gezmişliğin yok? Kalkmış bana saçı uzundu kısaydı, santim
muhasebesi yapıyor.
Şoku atlattıktan sonra devam ediyor, aklınca beni ikna edecek; “Tabi ki
ona bu saçlar yakışıyor, zaten benim oğluma her şey yakışır ama bunun zamanı
şimdi mi? Yaz tatilinde ne isterse yapsın Minaanımcım…”
Yemezler.
Oğlan da yemiyor zaten; “Anne yaa sen yazın da laf edip durdun, sıcakta
terletiyor, erkek adamda uzun saç neymiş dedin bana hep!”
“Dedim ama dinledin sanki sen de beni, ay ilahi Keman, bu saçlar nasıl
uzadı ben o kadar laf ettiysem?”
Konu ne biliyor musunuz? Konu saçtı, sakaldı, küpeydi, ottu bottu değil.
Konu “ego”.
Kendi ergenlik döneminde birtakım isyan ve itaatsizlik kabilinden bazı
davranışları olduysa bile, bu anne zamanla büyümüş ve başkalarının ona dikte
ettiği doğruları benimseyerek, kendine ait olduğunu zannettiği bir değerler
sistemine sarılmış sıkı sıkıya. Oysa ileri sürdüklerinin hiçbiri onun değil.
Özgürlüğünü, o çocukluk ve ergenlik döneminin canlı, yaratıcı, meraklı ve
irdeleyen doğasını unutalı öyle uzun zaman olmuş ve bunu hatırlayacak olsa bu
farkındalık o kadar acı verecek ki, silmiş tamamen sanki hafızasından. Koruduğu
oğlu değil, egosu. Bütün olarak kalabilmekten başka bir derdi yok esasında.
Kaybettiklerinin yasını bile tutamamış, yazık…
Böyle bakıyorum konuya. Ama felsefe yapıp kafa ütüleyecek halim yok.
Teknik uyguladım.
Annenin üzerine o kadar çok gittim ve Keman’ın davranışlarını o kadar
onayladım ki, Keman kendisi saf değiştirdi. Kendiliğinden. Tipik ergen
davranışı.
Müthişler gerçekten… Hiç yanıltmıyorlar insanı.
Annesi neşeyle telefon etti az önce; “Minaanımcım Keman saçlarını
kestirdi, şimdi onu ödül olarak konsere götürüyorum, teşekkür ederiz.”
10 yorum:
Aynı çatışmalar ablam ve 17 yaşındaki oğlu arasında da oluyor.Ama hanımefendi kendi gençliğini komple unutmuş durumda...
Yapma dediğinde birşey sanılıyor. Küçükler bile öyle.
ne kadar harika bir blog bulduğumu düşünerek gülümsüyorum şuan!
çok orjinal çok değişik bir blog :) bir kere bir psikoloğun ağzından olaylara bakış açısını alabilmek! işte tam okunası yazılar :) ^^
yazıya gelince,
tüm bu aşırı karşı çıkmaların ve baskı uygulamanın kendi egoları için olduğu görüşüne katılıyorum fakat aynı zamanla değişen çocukluk tanımı da onları korkutuyor olsa gerek. sevgili yaşı onlarda gerçekten 14 ünde başlamıyordu mesela yada uzun saç eskiden gerçekten de onların zamanında yapılamayan bir şeydi, okul çok çok ama çok disiplinli bir yerdi. yadırgamaları normal bence, esnek olamadıklarından değişimi kabullenemeyişlerinden olsa gerek.
yazılarının müptelası oldum desem minaanım :) En çokda bu minaanım kısmını seviyorum..
Oğlum ergen olduğunda aynı metodu uygulamak için kafamın kenarına not ettim :)
teşekkür ederim güzel sözleriniz için ....
saçını uzatmak isterse uzatsın bence :))
hepimiz biraz birbirimize benziyoruz galiba...
"yapma" dediğiniz her ne ise, kıymetli olur. kuraldır bu...
:))) saçı uzun aklı kısa olmasın sakın o zaman hahaaa :))
ömrümün 4/3'ü uzun saçlı geçtiği için ilgiyle okudum.Yahu asıl merak ettiğim oğluna keman adı vermek nasıl bir ruh halidir?
Yorum Gönder