18 Temmuz 2012 Çarşamba

Valla geldi !!


Şimdi tam olarak şöyle oldu:
İçerideki hastanın çıkmasına az bir zaman kalmıştı. Tam gözüm saate iliştiği sırada kapının çaldığını duydum.
Görüşme bitti. Hasta çıktı. Oda spreyi sıkıldı. Müdananım içeri girdi ve:
“Minaanım bir misafiriniz var” dedi.
Adamı ayağıma getirtecek halim yok. “Aa öyle mi Can Bey mi geldiler?” diye yalandan teatral bir replikle etekleri “gözleri aşka güleeen!!” şarkısıyla zil çalar vaziyette salona geçtim.
Ayağa kalktı beni görünce. Gülümsedi. Ah o gamzeler…
Tahmin edebileceğiniz üzere 85 milyon yıldır bu anı beklediğim için bana bir gün önce telefonda “gelirim” dediği saatten itibaren tüm randevuları iptal ettirmiştim Müdananım’a. Eh o kadar olsun değil mi sevgili okuyucu?
Ancak sanılmasın ki ben aşkımdan perişanken gidip o “kete”yle nişanlandığını, nişanlandığı yetmezmiş gibi bir de üzerine evlendiğini unuttum! Ve sanılmasın ki her şeyi affettim! Hayır tabi ki.
Gerçi diyeceksiniz ki “be şaşkaloz adama hiç hislerini söyledin mi, ona doğrudan bir mesaj verdin mi de gitti başkasıyla oldu diye onu suçluyorsun?”
Ben bir Türk kadınıyım önce onu bi aklınızdan çıkarmayın ! Asla ve kat’a gidip de bir erkeğin karşısında “ilk adımı atan taraf” olamam. Öldürseniz olmaz yani. Tabiatım müsait değil buna. Yaradılışım yamuk.
Yapan kadınları ne kınarım ne de takdir ederim. “Yapan yapar bana ne” tepkisi benim için en münasip olanı.
O yüzden duvarımdaki diplomalar, efenime söyleyim okuduğum zibilyon kadar kitap, yazdığım tezler, aldığım sertifikalar, onlar, bunlar bir yana benim “üç harfli”nin gözlerimden ona olan hislerimi anlayabileceği beklentisinden zerre kadar geri adım atmamam diğer yana.
Anlamalı! Bir erkeğin genetik programında vardır karşısındaki kadının ona meyli olup olmadığını anlamak. İnsan nesli bununla devam eder. O yüzden bana kimse masal anlatmasın !
Zaten “üç harfli” de öyle reddedilme falan korkusu yaşayan bir tipleme değildir. Son derece girişken, atak ve zıpkın tabiatlı olduğunu sağır sultan duymuştur. Ha sorarsanız çok mu yakışıklı diye, bir Kadir İnanır değil, ama benim gözümde kıyas kabul etmez. Farklı bir çekiciliği vardır. Hani şu “doğuştan arıza”lardan biraz ama görünürde hazaaa beyefendi!
Havadan sudan, “kaç yıl oldu”dan, “hiç değişmemişsin”den, “aman canım sen de çok iyi görünüyorsun maşallah”tan falan hoş bir girizgah yaptık önce ortaya.
Tahmin etmediğim kadar uzun oturdu. Eh artık onunla böyle son kez karşı karşıya oturduğumuz zamanki Mine değilim ben de. Pek çok yaşanmışlık ikimizin de silemeyeceği izler, çizgiler bırakmış yüzlerimizde. (Çizgi dediysem benimkiler “ince çizgi” belli belirsiz, bir yanlış anlama olmasın!) Tabi aramızdaki 12 yaşı düşünürseniz onun yaşı artık kemale ermiş. Tadından yenmez çağında… Üzerime çöktüğünü zannettiğim olgunluk ve beni hemen her ortamda bir şekilde cazibe merkezi yapan mesleki duruşum (ay bayılcam, narsizmin doruklarındayım bugün !!) ister istemez onu da etkisi altına almış olabilir. “Çeperi auralı” da diyebilirsiniz bana.
Erkekler onları dinleyen ve dinlemekle kalmayıp bir de anlayan bir kadınla karşılaştıklarında bence dünyanın geri kalanını bir süreliğine de olsa tamamen unutabilecek yapıdalar. Sonra çoğu kalkıp evine, karısına gider zaten, tövbe tövbe, neyse…
Onu biraz yorgun gördüm. Eski havailiğinden pek bir şey kalmamış. Biraz durgun hatta, biraz keyifsiz…
Onu şefkat manyağı olacak şekilde  rehabilite edecek şeytani (!) planlarım var …

6 yorum:

Unknown dedi ki...

merhaba blogunuzu yeni keşfettim sanırım artık sıkı takipçinizim ...bu postun mutlaka geçmişi de vardır diyerek blogdaki tüm eski postları okumaya başlıyorum :))...sevgiler

bende beklerim :)...

delimine dedi ki...

hoş geldiniz, blog linkinizi verirseniz seve seve takibe alırım :)

Ms.KavrukSusam dedi ki...

peki yarın öbürgün gelip '' karımdan boşanıyorum yardım et '' derse.Mesleki duygularla insani duyguların çarpışması nınınınımmm. :)

Unknown dedi ki...

linkim
http://bsdavet.blogspot.com/
sevgiler :)

Unknown dedi ki...

Valla Kavruksusam ; minaanımcım ona seve seve yardım eder o an :) adam kızılhaça gitse o derece yardım alamaz bence :)))

delimine dedi ki...

yani şimdi kapımıza gelip de yardım isteyeni hele de şu mübarek Ramazan ayında gönderecek değiliz :)) ama kendi ne hali varsa görmüş gibiydi bir yandan da bilemiyorum....