Sosyal medyada narsistleri nasıl tanırsınız?
Deli Mine hizmette sınır tanımıyor sevgili blog okuyucuları!
Tüm mesleki birikim ve sosyal medya tecrübelerini sizler için bir araya
getirip günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz sorunlarınıza çözüm bulabilmek için
kolları sıvadı…
Eh tabi bunda onun ezelden beri uyuz (!) olduğu birtakım tiplemelerin
artık şurasına (sağ eli yere paralel olarak burnunun ucu hizasındadır) kadar
gelmesinin de payı yok değil.
İşte şimdi sizlerle bir kara sevdaya tutulur gibi bağlandığımız twitter,
facebook, instagram gibi ortamlarda stres kat sayımızı artıran, pek çok
sebepten dolayı takip etmeyi sürdürmek durumunda kaldığımız ancak yazdıklarını
her okuduğumuzda şakaklarımızın zonkladığı tiplemeleri irdeleyeceğiz…
Öncelikle bir insan kendi kişisel alanından sürekli 70 milyon o sırada
onu okuyor ya da dinliyormuş gibi bir hitabet sergiliyorsa alıcılarınızla
oynamaya başlayabilirsiniz. Bazılarına 70 milyon ve misak-milli de dar gelir ve
gerek yarım yamalak İngilizce’leriyle olsun gerek hazreti google’ın
çeviricilerine güvenlerinden Türkçe olsun dünya barışına yönelik olağanüstü
tespitlerde bulunurlar.
Diyebilirsiniz ki, ya bu arkadaşlar iyi niyetliyse?
Ben de o zaman şöyle cevap veririm; neyin iyi niyeti biladel?
Kendi fikrini, olup bitenlere kişisel yorumunu getirmek çok başka bir
şeydir; talimatlar yağdırmak başka bir şey!
Bu narsist sosyal medya düdükleri sürekli şikayet eder, hiçbir şeyi
beğenmezler. Onlara göre dünyanın çivisi yerinden çıkmıştır ve hiçbir şeyin
düzelme ihtimali kalmamıştır. Belki onların sözüne kulak veren yetkililer
olursa eğer, tabi o da bir ihtimal, geleceğe dair bir umut beslemek mümkün hale
gelebilir ama bunun dışında sefil ve rezil bir halde ölümü beklememiz gerekir.
Eğer onları onaylamazsanız, laflarını beğenmez, retweetlemezseniz falan
Allah toptan belanızı verebilir. Siz kim oluyorsunuz da böylesi küresel çapta
öngörüleri olan, Allah vergisi dehasını insanlığın hizmetine sunmuş birinin
egosunu okşamazsınız? Nasıl başkalarının da bu cevherden faydalanması için çıkarsamalarını
yaymazsınız?
Her önemli günü her bilmem ne yıldönümünü hatırlamak üzere bir içsel
alarm sistemleri de evrilmiştir bu arkadaşların. Herkesten önce gerekli
“anma”larını yapar ve geciken, hele hele unutma ya da önemsememe
terbiyesizliğinde bulunanlara açarlar bayramlık ağızlarını.
Şu türden yakınmalarına sık tanık olursunuz: “Size daha önce defalarca
söyledim ama dinletemedim…” veya “Artık ben söylemekten yoruldum siz
dinlememekten usanmadınız” veya “yetkilileri buradan defalarca uyardık, sonuç
hep aynı…”
Gazeteci veya bir sivil toplum kuruluşu gönüllüsü, başkanı falan olsa
anlayacağız ama haspa dünyayı kurtarmadığı zamanlarda mutfakta karpuz kesip,
gündüzleri toplu taşıma kullanıyor ve üstelik de ne hikmetse (!) iş yerinde
sürekli kavgalı olduğu, onu anlamayan, kadrini bilmeyen bir dolu yetersiz
yeteneksizle birlikte aynı maaşa talim ettiği yetmezmiş gibi bir de onların
ağız kokusunu çekiyor.
Bunu da nereden mi biliyoruz? Çünkü aynada yansıyan kendi görüntüsünden
esasen o kadar başı dönmüş durumda ki, kontrolünü bazen kaybediyor ve basbayağı
bir ölümlü gibi paylaşımlarda da bulunuyor. Çünkü bir tarafı hepimiz gibi hala
etten kemikten bir insan olmanın doğal ihtiyaçlarına sahip. Ama kuramıyor
aradaki dengeyi… bünye kaldırmıyor etten kemikten oluşun verdiği sıradanlık ve
dünyada ağırlığınca yer kaplayışın yarattığı hüznü ve bununla baş ederken git
gide şekillenen tevekkülün ağırbaşlılığını. Techizatı yetersiz… yapamıyor.
Zaman zaman küsüyor takipçilerine. İçerliyor, hatta kahrettiğinin bile
görüldüğü oluyor. İnsanlıktan kesiyor umudunu.
Velev ki bir hata ettiniz, ufacık bir eleştiride bulundunuz… vay
halinize! Hemen etrafında hazır kıta bulundurduğu düşük özgüvenli ve çaresizce
kendisine model alıp, yapışarak üzerinden besleneceği bir figür arayışıyla onun
sabit yörüngesine oturan askerlerini devreye sokuyor. Ama öyle incelikli
yapıyor ki bunu vaziyete uyanmazsanız neredeyse feveranını duyup ağlayasınız
gelir. Yüreğiniz burkulur nasıl da yanlış anlaşıldığını anlatırken. Onu
içinizden bile olsa eleştirdiğiniz için insanlığınızdan utanırsınız.
İnstagram biraz daha farklı. Orada sadece fotoğraflar konuştuğu için
aynada kabaran benlik görmek için ayna karşısında çekilen fotoğraflara bakmanız
yeterli.
3 yorum:
Ne deliler var :) böyle biri olmadığımı umuyorum inşallah o kadar da değilimdir :) Tespitler doğru mesleğiniz bu zaten.Ellerinize sağlık ne diyim:)
Ben en çok, insanları bilgilendirme amacındayım diye dile getirip ahkam kesenlere gülüyorum :)
Gerçekten harika yazmışsın , tespitlerinin hepsine katılıyorum.
İnsan aynada gördüğünden farklı biriymiş gibi etrafa ışık tutması ne kadar ironik.
Kendi özünden vazgeçersen , kendini kaybedersin.
Yorum Gönder