24 Mayıs 2012 Perşembe

Dök İçini Rahatla


Gitmediği doktor, denemediği yöntem, içmediği ilaç afedersiniz .ıçmadığı ocak başı kalmamış gelmiş bana “Minaanım sizi çok methettiler, bu sigarayı bana bıraktırsanız bıraktırsanız siz bıraktırırsınız” edebiyatı yapıyo deve!
“Niye ben kuş mu konduruyor muşum, öyle mi dediler” diye sordum.
Bakakaldı.
En sevmediğim türdür bunlar. Aslına bakarsanız tam sağacak inek kıvamındadırlar ve sadece hasta görerek servet (!) yapan terapistlerin büyük bir kısmını bunlar zengin etmiştir.
Hiçbir servet ya da paranın satın alabileceği hiçbir şey ne kadar süreceğini bilmediğim ömrümün 45 dakkasını heba etmeme değmez bence.
“Sigarayı neden bırakmak istiyorsunuz ki?”
İşte o “ki” var ya o “ki”, Mavi Sakal’ın şatosunu açan anahtardır sevgili blogger dostları. “Bence siz sigara içmek için yaratılmışsınız, zaten denemediğiniz yöntem kalmamış, insan olup da gerçekten bu mereti bırakmaya niyetiniz olmuş olsa bunu kendi başınıza da yapabilirdiniz, ama paranız fazla geliyor galiba ya da siz mızırdandıkça sırtınızı pışpışlayacak ve lanet olasıca –işte bu sefer de beceremedim- senaryonuzu sizin için bir kere daha onaylayacak ve hayatınızda hiçbir şeyi sahiplenmediğiniz kadar sahiplendiğiniz bu tıynetsiz varoluş biçiminizi pekiştirecek birine ihtiyacınız olduğu şu odaya girerken paçalarınızdan damlıyordu” söz öbeğini iki harfe sığdırmaktır işte o “ki”.
Hakkaten de düşünüp bu soruya bir cevap bulmaya çalıştı. “Sigarayı neden bırakmak istiyorum ki?” Bulamadı.
Beni hasta eden ne biliyor musunuz? Çıldırmışçasına tüketim geleneğinin insanlığın üzerine napalm gibi salınmasının bir getirisi olarak, psikoterapiyi bir tür tüketim malzemesi haline sokan zihniyet. Sürekli olarak “herkesin bir psikoloğa ihtiyacı vardır, her sorun çözülmelidir, kendi başınıza sorunlarınızı çözemezsiniz, herkes normal olmalıdır, yabancılaşmanın yol açtığı yalnızlıklar yüzünden herkesin konuşabileceği bir terapiste ihtiyacı vardır…” mesajları veriliyor.
NE ALAKASI VAR ?
(Yabancılaşmayı da kapitalizme öyle ustalıkla yedirdim ki Marx mezarında ters döndü fark ettiyseniz. Neyse…)
Bi kendinize gelin insanoğlu! Ananızın karnından nasıl kan revan ve sümüksü salyalar içinde çıktığınızı, nasıl muşmulaya benzediğinizi ve gerizekalı gibi hareketler yapan bir çocukken nasıl şimdi dışardan bakınca basbayağı adam-insan gibi görünmeyi başardığınızı düşünün.
Düşmeyin bu oyuna.
Önce egolarını eritip sonra da seneler süren terapilerle o egolarını tekrar inşa etmeye çalışıyorlar insanların. HERKES DEĞİL. Ama bazıları bunu yapıyor. Bunu biliyorum. Duyuyorum ve görüyorum. Söylüyorum size, azıcık laf dinleyin…
O yüzden illet oluyorum bu tiplere. Be adam, sigara içiyorsan bir sebebi var. Bırakamıyorsan onun da bir sebebi var. Bırakamadığın halde doktor doktor gezip bırakmaya çalışıyormuş gibi yapıyorsan onun da… otur bi düşün… noluyo bana de…nedir benim derdim sıkıntım de di mi? Demez. Gelir ve ağzının payını alır, gider…
Hem de nereye biliyor musunuz? Benim yaptıklarımı anlatıp sızlanacağı başka bir terapiste. Keyiften yerinde duramaz halde üstelik. Bundan güzel malzeme mi olur onun acınası sefil düşün hayatı için?




4 yorum:

anne kaleminden dedi ki...

yaaa bayıldım ben buraya :))) artık sık sık karşılaşacağız diye düşünüyorum :)

delimine dedi ki...

hoş geldiniz:)))

Adsız dedi ki...

işte frekansımın uyacağı bir blog daha =)) keşfetmeye bayılıyorum ^^

delimine dedi ki...

açıkçası ben de yaydığım frekansta bulunanlara ulaşabilmek için bir blog yazmaya karar vermiştim; hoş geldiniz :)