6 Ağustos 2012 Pazartesi

Sürpriiiz !



Acaip bir hafta sonuydu. Önce tansiyonum deniz seviyesine doğru inişe geçti. Bazen üst üste uykusuz kaldığım ve yorulduğum günlerden sonra dünyanın hangi kara parçasında olduğumdan bağımsız bir şekilde yapar böyle. İki seksen serer beni aşağı.
Cumartesi sabahı tam da bu şekilde uzanmış bir yandan Müjde’nin Necibe’nin kahvaltısına nezaret edişine nezaret ederken diğer yandan da internetten dizi izliyordum. İçimden tam da “bıraksalar da iftara kadar uyusam ben” diye geçirirken kapı çaldı. Müjde gözüne araba farı tutulmuş tavşan gibi donup kaldı. Necibe deseniz oralı bile değil. Bin bir zahmetle söylenerek kalktım yattığım yerden, “Tonton teyzedir” diyerek kapıya seyirttim. Açmamla şoklardan şok beğendim kendime.
“Anne! Baba!”
“Sürpriiiiiz!!”
Sevindim tabi onları karşımda görünce. Ne zamandır gelmiyorlardı.
“Hangi rüzgar attı sizi böyle? Neden haber vermediniz?”
“Sen yorulma diye baban bilhassa aratmadı.”
Babam benim yaa..!
Ben evden ayrıldıktan sonra omuzlarındaki büyük bir yük kalkmış gibi hızla yeni durumlarına adapte olup çılgınca gezmeye başladılar. İnsan biraz “boş yuva” sendromuna tutulur, yavrularım uçtu gitti biz şimdi ne yapacağız diye dertlenir değil mi? Nerdeee? Anadolu’da gezmedik yer bırakmadıkları gibi şimdi ufak ufak Balkan’lardan doğru Avrupa’ya açılıyorlar.
İçeriye girdiklerinden sonrası tam bir curcuna.
Yaşadığım muhite, apartmana oldum olası ısınamadılar. “Evladım neden varlık içinde yokluk çekiyorsun” deyip durdular ama akşam olup da manzaramı her görüşlerinde ertesi sabah kaldıkları yerden devam etmek üzere susmayı da bildiler. Zamanla alıştılar.
Necibe’yi önceden az çok bilirler zaten. Ama Müjde tam anlamıyla günün sürprizi oldu onlar için. Usulünce anlattım durumunu. Babam her ne kadar “tasvip etmem takdir edersin ki pek kolay değil Mine” dediyse de iftara doğru annem Müjde’ye içli köfte yapmayı öğretirken mutfaktan gelen sesler pek keyifliydi. “Ayol bu ne yetenekli! Hemen yapıverdi görüyor musun? Mine’ye yapmadığım tehdit uygulamadığım işkence kalmadı daha bir tane uzay mekiğine benzemeyenini yaptıramadım !!! A-ha-ha-hahhhaaa!”
Tabi bu kadar yemekler sofralar olunca içimize sinmedi Müdananım’ı da çağırdık. Telefonu kapatmamla gelmesi on dakikayı buldu bulmadı; “Aman efendiiiim kimler gelmiş kimler gelmiş, size elceğizlerimle yaptığım su böreği getirdim, vallahi daha bu sabah açtım” diye girdi içeri. Müdananım’ın özellikle babama olan hayranlığı, ilgisi alakası bir başkadır. Annem de görür hiç ses etmez. Makul ve akıllı kadındır annem. Bilir ömrünce babam gibi eğitimli, nezaketli bir erkekle karşılaşamamış bu kadının babama bakınca ne gördüğünü.
Onları görünce benim de keyfim yerine geldi; tansiyonum düzelir gibi oldu. Birkaç gün daha buradalar…
Gelişmelerle karşınızda oliciiz …


1 yorum:

safransarı dedi ki...

Tansiyon önemli , tansiyon atıcak :d