18 Haziran 2012 Pazartesi

Mızıka Hanım


“Yani lütfen söyler misiniz ben bu aldatılmayı hak edecek ne yapmış olabilirim Minaanım?”
“……………….”
“Hayır yani gördüm diğer kadını da! İnanın, bakın size yemin ediyorum, yani kendimi övmek falan istemiyorum ama, ne benden güzel ne uzun boylu, sıradan, gösterişsiz bir kadın!”
“………………..”
“Bir erkek eğer ki karısını aldatacaksa ne bileyim en azından attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmeli değil mi?”
“………………..”
“İnsan daha güzeli, daha iyisi, daha zengini falan için aldatır eşini. Yani tek gecelik falan olsa hadi diyeceğim içmiştir, kafa olmuştur bir milyon, kadın gözüne Tansu Çiller gibi görünmüştür…”
“Kim gibi?”
“Tansu Çiller, hani başbakan vardı ya?”
(Biliyorum kim olduğunu! Tövbe estağfurullah fanteziye bak…)
Devam etti;
“Yani saçaklı, paçoz bir kadın, size yemin ediyorum üzerinde sosyete pazarından alınmış dökük dökük kıyafetler, ayakları falan pedikürsüz, yüzü makyajsız… Hayır gerçi diyeceksiniz ki senden güzel olsa rahat mı edecektin? Hayır! Kesinlikle! Ama yani böyle bir kadın benim veremediğim ne verebilir kocama?”
“Bunu bana sormanız ilginç oldu.”
“?????”
Öyle bakıştık iki-üç dakika kadar.
“Aslında eşime de sormayı düşünüyorum.”
(Bravo!)
“Ama yani fevri bir cümle kurmak ve zaten onun da aradığı bahaneyi verip, çekip kapıyı çıkmasına sebebiyet vermek de istemiyorum. Sakin olmalı ve düşünerek hareket etmeliyim değil mi? Zaten size de apar topar gelişimin sebebi bu. Nolursunuz bana bir akıl verin ben şimdi ne yapayım?”
“Bunu da bana sormanız ilginç.”
“Hayır yani Minaanım aldatılan bir eş olarak her halükarda ben haklıyım ama yuvamın selametini, çocuklarımın mutluluğunu da düşünmek zorundayım. O yüzden acımı kalbime gömüp mantıklı hareket etmek durumundayım siz de takdir edersiniz ki.”
(Ben pek takdir etmedim. Yüzümden bunu anlamış olsa gerek.)
Bu hanımla ilgili düşüncelerimi ve görüşmenin nasıl bağlanacağını bir sonraki yazıda ele alacağım ama ondan önce size sormak istediğim bir şey var:
Hoşlandınız mı bu kadından? Tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

-devam edecek-

7 yorum:

cem dedi ki...

anlatan mı dinleyen mi?

oytunla hayat dedi ki...

standart aldatılan kadın psikoloji değilmidir bu... Kendinden daha güzel, daha, daha olsa da sonuç değişmeyecekti bence. Yine bulacaktı bi bahane... Bişeyler yapmalı ama onu ürkütmemeli, benden vazgeçmemeli...
Sonra seneler geçtikçe aldatılma hissi daha ağır gelecek affetmiş olmanın vahimliği ile :(

glennis. dedi ki...

olayları fazla yüzeysel değerlendiren bir insan. Sinirlerimi bozdu okurken.

Zaman! Eriyor... dedi ki...

Yılmaz Güney'in ''umutsuzlar'' adlı filmi vardır.Orada şöyle bir sahne vardır:Ramazan yine kumara başlamış,alacaklılar kapıdaymış ve kundaktaki bebek hastaymış-işte tam burada o kadın girer:aslanım benim,aslanım benim;beni kurtarsan kurtarsan sen kurtarırsın...İşte böyle car car konuşur.Sonunda ortanca kızımda isyan etti,ablam gibi bende o..... olacağım,dedi.İşte Yılmaz Günay devamını harika getirir.O kadına benziyor sanki....

Unknown dedi ki...

kadın olmayı "yuva kurtarmak" sananlardan biri daha...

Dilara dedi ki...

Gerçekten kadına bunu bana sormanız ilginç gibi cümleler kullandınız mı ? bu görüşme gerçek mi? şaşkınlık içindeyim. Daha çok sizin tepkilerinize şaşırdığımı söylemeliyim.

ilgiyeihtiyacımvarlan dedi ki...

Kan yoluyla geçen bir asalete inanmıyorum. Bir insan yaptığı seçimlerle asil olabilir. O kadın eşini terketseydi asilleşirdi.