Pepecan’la ilgili yazdıklarımdan
sonra haklı olarak pek çok geribildirimde bulundunuz.
Hemen herkes işin çirkinliği, ceza ve denetim sisteminin yetersizliği
gibi konularda hemfikir.
Tecavüzcülere “hadım” cezası tartışmalarında bizim meslek e-posta gruplarındaki
herkes çıldırmıştı. Benim gibi “hadım”ın gayet isabetli bir ceza olabileceğini
düşünenler çoğu zaman olduğu gibi sessiz kaldı ve sahne “insan hakları” bıdı
bıdılarına kaldı.
Aslında o mesajları saklayıp ifşa etmek vardı ama uğraşmadım hiç. Haklıyken
haksız konuma düşüp de enerjimi kodamanlarla uğraşarak harcayamam.
Pedofili, yani çocukları cinsel tatmin objesi olarak görme alışkanlığı,
dürtüsel bir bozukluktur. Literatürde tam anlamıyla iyileşen ve sahalara dönen
varsa da ben henüz okumadım. En iyi rehabilite koşulunda bile bu insanlar
ömürleri boyunca tıpkı bir alkolik, obez vs gibi sürekli dürtüleriyle (nefis de
denebilir belki?) mücadele etmek zorundalar.
Ayrıca da kimse kusura bakmasın, ırzına geçilmiş bir çocuğun paramparça
olan dünyasına hem de defalarca şahit olduktan sonra o tecavüzcünün yok efendim
evlilik hayatı varmış yok efendim insan haklarıymış zerre kadar umrumda olmuyor
benim. Zaten bu lakırdıları edenler dikkat ediyorum, erişkinlerle çalışan
uzmanlar. İster istemez tecavüzü yapanla empati yapıyorlar. Yapsınlar, mümkün
ise tedavi de etsinler, buna ne itirazımız olabilir?
Gelelim Hülya Hanım’ın haklı olarak defalarca “peki çocuklarımızı nasıl
koruyalım?” içerikli serzenişli yorumlarının cevabına…
Önce şunu içtenlikle söylüyorum; Allah hiç kimseye bunu yaşatmasın…
Kız ya da erkek, çocuklarımıza eğitim vermekle yükümlüyüz arkadaşlar. Ve
bazı sebeplerden dolayı bizim toplumumuzda cinsel eğitim ne yazık ki diğer
konular kadar ebeveynlerin önemsediği bir başlık değil. Kendi yetiştiriliş tarzımızdan
dolayı zaten cinsel konular hakkında sağlıklı olarak konuşamayan bireyler
olarak “eyvah ben şimdi nasıl anlatacağım ne diyeceğim” paniğine kapılan çok
anne baba tanıdım.
Eğer merak eden olursa buna daha teferruatlı olarak ilerleyen yazılarda
mutlaka değinirim.
Şimdi gelelim çocuklarımıza kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimize.
Öncelikle şunu bilmenizde fayda var; zeka geriliği veya sınır zeka
düzeyinde olup da yaşıtlarıyla kaynaşabilen çocuklar öncelikle risk altında. Bu
yavrular nereden tehlike geleceğini anlayamıyor ve olan biteni muhakeme
edemiyorlar. Hal böyle olunca hem yetişkinlerin hem de davranış bozukluğu
gösteren büyük çocukların hedef tahtasında olabiliyorlar. Bu koşullardaki
çocukların mutlak surette sürekli anne-baba gözetiminde olması, okulda
öğretmenleri tarafından göz ucuyla da olsa her daim izlenmesi ve bıkıp
usanmadan kendini nasıl koruyacağının anlatılması gerekiyor. Bir sefer anlatmak
yetmez, sürekli yinelenmeli.
Bir diğer grup zeka sorunu olmayan ancak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu, Özgül Öğrenme Güçlüğü gibi çocuğun sosyal çevresine uyumunu ve sebep-sonuç
ilişkisi kurmasını zorlaştıran zihin yapısındakiler.
Örneğin Pepecan’ın öyküsünde benzer bir tablo çıktı karşıma. Normalin alt
sınırında (yani aslında normal) zekadaki çocuk büyük ihtimalle Dikkat
Eksikliğinden muzdarip. Yeni tanıdığı çocuklarla uzaklara gidiyor, asla
ikramını kabul etmemesi gereken bir yabancının davetine hayır diyemiyor,
arkadaşlarının o içerideyken gittiklerini çok sonra fark ediyor ve uysal yapısı
nedeniyle de 62 yaşındaki bir adamın sapık ve hastalıklı isteklerine hayır
diyemiyor.
Peki ne yapalım?
1. Çocuklara bedenlerinin çok özel olduğunu, tuvalet ve banyolarında bile
yardım gerektiğinde annelerinden başkasının kesinlikle dokunmaması gerektiğini
öğretin.
2. Soru sormaya başladıklarında çocuklar için olan resimli kitaplardan
faydalanarak kendi cinsiyetini ve karşı cinsiyetini anlayabileceği dille
anlatın. Her soruda paniğe kapılmayın.
3. Çocukların cinsel organlarla ilgili merakları ve mastürbasyon tarzı
kendini rahatlatma davranışlarının yetişkinlerin cinsellikten anladıklarının
aynı olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Çocuklar cinsel tatmin için değil,
kendisini uyarmak, can sıkıntısıyla baş etmek ve kendini yatıştırmak için
mastürbasyonu keşfeder ve yapmayı sürdürürler. Uygun bir dille doğru olmadığını
söyleyin, sakin olun ve ille yapacaksa ortalıkta yapmaması gerektiğini, odasına
gitmesini söyleyin (doğru okudunuz!)
Bu neden mi önemli? Çünkü yaşları birbirine yakın olan çocukların merak
motivasyonlu bakmaları, ellemeleri vb davranışları tekmili birden “taciz”
olarak nitelendirilmemelidir de ondan.
4. Çocuklarınızı itiraz etmeyen, çok uslu ve kim olursa olsun
büyüklerinin sözünü dinleyen bir kalıba oturtmaya çalışmayın. Unutmayın ki
çocuğa kötülük etmek isteyen bir yetişkin tatlı dille, kandırmak için hareket
edecek ve ensesine vur lokmasını yut çocukları tercih edecektir. Hakkını arayan
bir çocuk bunu ancak evde öğrenebilir. Ona bir birey gibi davranın, kıyafet
seçimi, yemek, oyuncak tercihi gibi onun karar vermesinde sakınca olmayan
konularda fikrini sorun, kararlarına saygı duyun, ÇOCUĞUNUZUN HER İSTEDİĞİNİ ASLA YAPMAYIN ve etkili ve adil bir
şekilde ödül-ceza kullanın.
5. Yabancılarla konuşmamayı, yabancıların verdiklerini yiyip içmemeyi tembihlediğiniz
kadar, yabancı olmayanlar için de eğer ona dokunan, bedenine bakmak isteyen
olursa gelip size anlatmasını isteyin. Baskıcı ve fazla otoriter ebeveynleri
olan çocuklar her sıkıntılarını gelip anlatamaz ve ya saklama ya da yalan
söyleme eğilimi sergileyebilirler.
Son olarak da lütfen unutmayın sürekli “ya başıma gelirse” korkusuyla
yaşanmaz. Ve sakınan göze çöp batar. Eğitiminizi verin, tedbirlerinizi alın ve
kabus gibi çocukların üzerine çökmeyin. Disiplinli olmak iyidir. Arkadaş
anne-baba olmak saçmalıktan başka bir şey değil. Anne ve baba olun; dışarıda
bir sürü arkadaşları olacak zaten. Anne ve babayı edebiyatta “yıkılmaz birer
dağ” gibi betimleyenler muhakkak ki arkadaşça anne-baba tarafından
büyütülmemiştir. Yakın olun, sevgi dolu olun, ki bu sayede her sıkıntısını
gelip anlatabilsin ama her zaman kurallı olun.
Haydi selametle…
4 yorum:
Gçenlerde haberler konu olmuştu ,sadece 18 yaşındaydı özürlü yada , her hangi bir travmatik sorunu yoktu, tek suçu durakta otobüs beklemekti; mandalina bahçelerine gömülü bulundu ve ırzına geçilmiş halde; şimdi bu çocukta sorun arayalım
acaba suçu neydiii?, kesin yan bakmış, burnunu kaşımıştır yada gözü seğirmiş olabilir onu gören erkekte ona yaptı sanıp yaklaşmıştır!
kim ne derse desin hemen kurbanda suç aranıyor ! hastalıklı beyinle karşılaşınca sen ne yaparsan yap kaçınılmaz, ALLAH iyilerle karşılaştırsın.
Önemli bilgilendirmeleriniz için teşekkürler...
Çocuklar için her daim uyanık olunmalı.
Hadım konusundaki düşüncenize de katılıyorum.
Arkadas anne baba bana da sacma geliyor.
Yazdıklarınızın üstüne ne söylenebilir ki.
Bende cok sanslı bir kız cocuguymusum.Arkadasımın babasının bu 65 yasındaki amca kadar sapık ruhlu oldugunu,biz saklambaç oynarken saklandıgım yere gelip,bedenini bana yaslama arzusunu hissedince anlamıstım ve bir daha o eve gitmedim.Özellikle sapık baba beni sokaktan eve cagırdıgında bile gitmemiştim.Kendime bile itiraf edemiyordum ama bunun kötü birsey oldugunu hissediyorsunuz o yaşlarda dediğiniz gibi normal bir zeka düzeyine sahip cocuk iseniz.
Allah gercekten yasatmasın kimseye boyle olaylar.
Toplum tacize tecavüze ugrayan bireye her sekilde - cocuk da olsa - suclu gözüyle bakabiliyor.
Anası göndermeseymiş tanımadıgı yerlere yada kadın kesin kıskırtmıstır diyebiliyoruz.
Offf of içim daraldı valla billa...
Kesinlikle en ağır ceza verilmeli. Ölümden beter bir şey çocuk için, hayatı boyunca onun ızdırabını çekiyorlar yazık. Biz çok dikkatli olacağız, eksikleri görüp ona göre davranmak çok önemli.
Yorum Gönder