Bunu ukalalık olarak değerlendirmenizi istemem ancak kapıma gelen her
hastayı kabul etmeyen, biraz “tok” bir psikoloğum.
Örneğin çocuklarının okul başarısı, yok efendim moda olmuş bir tabir
“dikkat eksikliği”, ders çalışmaması gibi nedenlerle arayanlara asla randevu
vermem. Müdananım bu tür aramaları geri çevirmede tam bir ustadır; “Aradığınız
için çok teşekkür ederiz efendim ancak Minanım özel öğretmen değildir, bu tür
tedaviler yapmamaktadır, kendi ruh sağlığınızla ilgili bir sorun olursa
inşallah yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.”
Bu cevabı ilk duyduğumda şok geçirmiştim. Sonra da uzun bir süre
güldüğümü hatırlıyorum. Öyle nazik ve içtenlikle söylüyordu ki, cümledeki
“inşallah” ruh sağlığı ile ilgili bir sorunları olması için değil de öyle bir
durumda yardımcı olunabileceği temennisi içinmiş gibi geliyordu kulağa. Sorsam
kendisi de aynen bu şekilde cevap vereceği için sormadım. Son derece işlevsel
bir karşılıktı. Telefondaki muhtemelen allak bullak oluyor, tam olarak durumu
idrak edemiyor ancak sezgileri ona “bu cümlede bir terslik var” dese bile
bilinç düzeyinde Müdananım’ın nezaketi ile bu verileri birleştiremiyor ve
“teşekkür ederim” diyerek telefonun kapanmasıyla diyalog sonlanıyordu.
İnsanların çocukları üzerinden kendi sahip olamadıkları veya sahiplerse
de tatmin olamadıkları başarı ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalarından ve
böyle yaptıklarından bihaber oluşlarından hiç hoşlanmıyorum. Patolojinin
kendisi değil, bu tablo olduğu gibi nahoş bana kalırsa.
Her çocuk okulda başarılı olmaz. Kendi çocukluklarınızı, sınıflarınızı
düşünün. Sınıfın çalışkanları ve tembelleri bir de iki grup arasında yer alan
vasatlar vardı. Şimdi herkes bir yerlerde. Öyle veya böyle bu hayatta herkesin
bir görevi var. Büyüyor ve kapasitemiz yettiğince bir pozisyonu devralıyoruz.
Zorlamak anlamsızdır. Derslere karşı ilgisiz bir çocuk, dışarıdan herhangi bir
müdahale ile bu tutumundan vazgeçmez.
Yeterince akıllı ve sezgileri güçlü bir anne babaysanız, ona sağlam (!)
bir ödül-ceza tablosu hazırlarsınız ve çocuk belki biraz motive olabilir.Bu da
hiç değilse sorunsuzca sınıflarını geçmesini sağlar.
En sevmediğim ebeveyn tablosunu kısaca özetleyeyim: Çocuğun bebekliğinden
beri her istediği anında yapılmıştır. Evde kurallar, sınırlar olmamıştır. İyi
davrandığında da iyi davranmadığında da çocuk ödüllendirilmiştir. Çocuğa
verilen vaatlerin ardında durulmamıştır. Ceza ya hiç verilmemiş ya da çok ağır
olarak verilmiş ve çocuk ceza arsızı yapılmıştır. İçinden gelen bir hırs
duygusuna da sahip olmayan çocuk disiplini öğrenememiş ve dolayısıyla
içselleştirememiştir. Şimdi de ders çalışmak istememekte, kurslara,
dersanelere, özel hocalara rağmen sınavlarda başarısız olmaktadır.
GEÇMİŞ OLSUN!!!
Çocuğunuzun kapasitesi bu kadar, cevabından hiç hoşlanmazlar nedense.
Çünkü kendi meyveleri olan öyle mükemmel bir çocuk olsa olsa ya “dikkat
eksikliği”nden ders çalışmıyordur ya da “sınav kaygısı” nedeniyle sınavlarda
bildiklerini bile yapamıyordur!
Yok ya?
2 yorum:
bende o tür anne ve babalara çok gıcığım..sonrasında çocuk anne babayı güdümlüyor ve bunun farkına bile varamıyorlar, ne yazık, ben anne değilim ama çok anne gözlemleyerek dile getiriyorum.spot çarşısının ilk gözcülerinizden biri olarak yazdıklarınızı keyifle okudum, bende kendi müşterilerimde çok seçiciyim, sanırım öylede olunması gerekiyor..sevgiler..
Teşekkürler ...
Yorum Gönder